Search the Blog

Back to my pianooooo! :)


For quiet some time I've been searching for a good site to find some cool sheet music for piano.
After I've found Corpse Bride's solo and duet sheets I'm excited about playing the piano again, after so many years.

I also found a good site for that purpose and would like to share it.

http://www.freewebs.com/remseppiano/allsheetmusic.htm


It's a great site for the people who know how to read notes comfortably.

Also the sheets for Victor's piano solo from Corpse Bride can be found here:
( as completed by the youtube user warsteinertube).

http://www.kanmanabe.com/download/Victors_Piano_Solo.pdf

and its video played by him:
http://www.youtube.com/watch?v=8Xc93tvbw-0&feature=related

They're pretty much simple.

Enjoy!! :)

Bir piercing macerası...

Ne zamandır istediğim piercingimi yaptırdım sonunda.

Takas piercing yapanı, yamuk deleni, doğru düzgün sterilizasyon yapmayanı... derken epey bir araştırdım, sonunda istediğim gibi bir yer buldum.

Önce Blacksea Tattoo'yu tavsiye etti bir arkadaşım. Gittim hevesle. Ne yazık ki artık piercing yapmadıklarını öğrendim.

Gerçi belki de iyi oldu. Sacred Ink Tattoo Piercing denen rahat ve güzel yerde yaptırdım. Şimdilik de bir problemim yok. Gayet güleryüzlü olan ve insanı germeyen, sorularına doğru dürüst cevap veren bir eleman tarafından istedigim piercinge kavuşturuldum.

Piercing'imi sandığımdan çok daha kolay seçtim. Gerçi göbeğimi değil kaşımı filan deldiriyor olsaydım belki bi kadar seçeneğim olmayacaktı.

Lokal anestezi yapmaya hic bir piercing yapan yerin yetkisi olmadığını söylediğinde ilk başta ürktüm. "E peki sprey filan?" dediğimde de soğutucu spreyin de dezavantajları olduğunu söyledi.
"E, peki madem.. " dedim ve başladık.

Ayağa kalktım ölçtü, koydu noktaları göbeğime.. Sonra da 5 dk içinde bitti zaten.

Acıya gelince... Acımıyor değil ama çok da abartılacak bi durum yok. Yani bi an şöyle bi "ahh, ahh" diyosunuz bitiyo. Bi de tabii küpeyi takmadan önce o çubuk gibi şeyler bi sızlatıyo.

Takıldıktan sonrası ise gayet güzel...
Bende acı, sızlama, ağrı, kızarma, akma, kokma, şişme... hiç bi şey yapmadı. Ki ben kulağıma bile kalitesiz küpe taksam yara olur buna rağmen böyle temiz olması çok çok süper bi şey.

Bakımı da aman aman bi şey değil 2 dk sürüyo. Protex sabun alıp onla yıkıyosun ve kuruluyosun. Sonra Biokadin, Batticon vs. o cins bi sey sürüyosun. Sonra da Thiocilline, Terramycin, Fucidin Pomad gibi bir krem sürüyorsun. Bu kadar... Bi de aşşağı yukarı oynatmak ve dibine sürmek lazım ki doğru düzgün temizlensin. Günde 2-3 kere yapmak gerekiyo ilk zamanlar. Bana 15 gün dediler.

Fiyatları da gayet uygun. Göbek için: 20 lira delim, 35-50 lira arası da seciminize göre olan piercing küpesi. İlk küpe sade ve sallantısız olursa bakımı daha kolay olur denildigi icin öyle yaptım. 35liraya gayet güzel aldım titanyum piercingimi.

Bunları yazayım dedim çünkü temiz yer bulayım diye baya bi zamanım geçti. Belki birine faydası dokunur.

Piercingiyle mutlu mesut,
Mine :)


Not. Sacred Ink'in bilgilerini de yazayım tam olsun: istiklalde meydandan aşşagı inerken soldan ilk sokak. Sokaga girince Soho diye bi restoran var hemen sagda onu gecince hemen orda.
tel. 251 88 76

Üç Maymun

Bir çok kişi bunları yazdığım için "Sen sanattan ne anlarsın." deyip burun kıvıracak eminim. Şöyle de bir gerçek var ki düşüncelerimde yalnız değilim. Her ne kadar çoğunluk alkış tutmuş olsa da benim gibi beğenmeyenler de varmış gördüğüm kadarıyla.

Gelelim filme...
Oyunculuklar iyi. Senaryo beklentiye bağlı olarak değişir ama bana çok da ahım şahım gelmedi.

Neyse asıl rahatsız edici olan süper sanatsal! sahneler. Bir sahneyi ne kadar uzatabilirim mantığı güdülmüş gibi. Bir çok kare olması gerektiğinin iki katı uzatılmış ki sözde bize o sıkıntıyı versin.
Ama işte tam tersi o kadar abartılmış ki bu insan hayatından bezmekle kalmıyor filmden de kopuyor ve etrafına bakınmaya başlıyor. Salonda gözlemlediğim de buydu açıkçası. "Aman kaçırmayayım" diye pür dikkat izleyesi gelmiyor insanın çünkü zaten o kare daha çok uzun süre devam edicek. Şimdi sorsanız o insanlara "Hayran oldum, muhteşemdi." filan diyecekler bir çoğu.

Her neyse, benim sanat anlayışıma uymuyor.

İçiniz sıkılacak o kesin ama işte sadece filmin içine girdiğiniz için mi yoksa benim gibi çok zorlama gördüğünüz için mi orası kişiden kişiye değişir.

Bana kalırsa çok da emin değilseniz ilk seçiminiz olmasın bu film ama yine de siz bilirsiniz.
İyi seyirler...
:)

La Belle et la Bête




eng: "Beauty and the Beast"
tur: "Güzel ve Çirkin"











... is one of the most beautiful Disney movies. It can be considered as old but worth watching over and over again.
I saw it when I was a child and wanted to watch it again to get a grip on what the story was all about. It's totally gorgeous with the character Belle's inner and outer beauty. Indeed I like her because she resembles me somewhat.
(well actually I hope so :) )

I don't want to spoil whole magic so I am not going to reveal any key points or such. I just wanted to say it's worth watching.

It's about pure love (surprise surprise!) and kindness.

Enjoy it once again. :)

Power of Situation

I wanted to share a link that I found useful. Wish I had seen it before...
It's a documentary by Philip Zimbardo, a very well known social psychologist from Stanford University. He is best known for his prison experiment. This 30 min. documentary allows you to actually see some parts from the most well known social psychology experiments including his own prison experiment.

It may be of interest to anyone who would like to see the power of situation over men as the title shows..

Here is the link for the site where you can find many useful documentaries like this one, "Power of Situation":

http://best.online.docus.googlepages.com/home

(You should choose science and then psychology to view it.)

Enjoy! :)

İstanbul'da bir Sürrealist: Salvador Dali

Görünüşe bakılırsa herkes Dali sergisini merak ediyo. Ben de kısaca gezimi aktarayım dedim. Gitmeden önce baktık ki Çarşamba ve Cumartesi günler saat 10-22 arası açık. Diğer günler 18'de kapanıyo. Yani bi çok kişi akşam 10a kadar açık olabileceğini düşünmediği ve bilmediği için Cumartesi ya da Çarşamba 18-22 saatleri arasında giderseniz 1 kişi bile beklemeden girmeniz mümkün (ki biz hiç beklemedik.).


Fotoğraf çekimi serbest!!! Bunu vurguluyorum çünkü izin yoktur sanıyordum ben. Sırayla gezerseniz ,ki bu 1'i arayıp başlamanızı gerektiriyo, çok iyi takip edebilirsiniz gelişimini. Ayrıca ücretsiz verilen dinleme cihazları (head-set degil böyle telefon gibi olanlardan işte) için de sırayla gitmenizde fayda var. Hikaye gibi anlattıgı için sırasını takip edemezsiniz aksi takdirde.

Gelelim içeriğe: Bir çoğumuzun bildiği en ünlü tabloları yok. Desintegration, Elephants vs. gibi tabloları görmeyi beklemeyin yani. Hayalkırıklığımın sebebi bu oldu benim. Görmeyi beklediğim bir çok ünlü tablosu yok sergide. Ama şimdi yanlış anlamayın gitmeyin demiyorum!! Gidin tabii. Sadece beklentilerinizi çok yüksek tutmayın.

Bazı bilgiler:

Tam: 10Ytl
Öğrenci: 3ytl


Emirgan Sarı Köşk, Pembe Köşk'ün olduğu yerde otopark var. 10 dakikada bir servis geliyo, aynen servisle de arabanıza çıkabiliyorsunuz.

1. Galeride bir çizgi film görüceksiniz. Ne yazık ki hic bir açıklama konulmamış yanına, ya da ben görmedim. Bu nedenle de herkes gibi baktım geçtim. Gösterilen aslında youtube'dan izleyip gördüğümde bayıldığım, Disney-Dali ortak yapımı "Destino" kısa-filmi. Dali'nin çizimleriyle Disney tarzını birleştirin bi de bunları Dali'nin tablolarına yerleştirin... İşte Destino tam olarak bu ve 5bucuk dakika sürüyo. Bir durup izlemeye değer diye düşünüyorum.

Yukarı katta cafe ve restoran var. Hani olur da susarsınız, acıkırsınız can çekişmeyin ya da hızla bitsin artık demeyin diye diyorum.

Hepinize iyi seyirler benden bu kadar... :)

Toe Jam Music- Tony Melendez

Tony Melendez is a great man who showed the world that anything can be done. He has no arms by
birth but he insisted on playing the guitar. Although everyone was saying that it was impossible,
he achieved it. He plays the guitar with his feet and he plays it beautifully. Here's him playing "Let it be":




and this is his personal web-site: http://www.tonymelendez.com/default.htm

Schopenhaur Tedavisi- Bugünü Yaşama Arzusu (Schopenhaur Cure)- Irvin Yalom

Irvin Yalom

Irvin Yalom beni her kitabıyla kendine daha da hayran bırakan aşmış bitirmiş bi insan.

Vikipedi'nin kısa tanımlamasıyla ise "Rus kökenli Yahudi asıllı ABD'li psikiyatrist, varoluşçu, psikoterapist, yazar ve eğitimci. Bir çok popüler esere imza atmış olan Yalom ünlü bir psikoterapisttir. En popüler eseri Nietzche Ağladığında'dır (When Nietzsche Wept). ABD, Stanford Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde psikiyatri profesörlüğü yapmaktadır."
(kaynak: http://tr.wikipedia.org/wiki/Irvin_D._Yalom)

Bir Yalom hastası olarak ben çok objektif olamayacak olsam da diyebilirim ki bu kitap, yani Schopenhaur Tedavisi, gerçekten harika! Bunu sadece psikologlar için söylemiyorum. Birazcık psikolojiye ve felsefeye ilgisi olan herkesi hayran bırakır bu kitap. Kitap genelde bir bölüm Schopenhaur'un hayatından bir bölüm bir grup terapiden bahsediyor. İkisi elbette bağlantılı ama burada çok fazla bilgi verip heyecanı yok etmek istemem.

Kitabın Türkçe versiyonunun kapağı:
NOT. Biri bana bu tablonun ismi cismini söyleyebilir mi???!!

Orjinal Kapak:
NOT. Bunu da ben söyliyim "Gustav Klimt-Sea Serpents II". En sevdiğim tablolardan biridir kendisi. :)

Bir çok güzel kitap gibi bu da biraz okudukça daha da içine çekiyor insanı ve bittiğinde tokat yemiş gibi oluyosunuz. Aslında bittiği an bi hayal kırıklığı da oluyo. "Eee bu kadar mıydı? Devam etseydi ya.. :(" dedim ben şahsen.
Schopenhaur'u merak eden ve en azından biraz öğrenmek isteyen bi insana (terapi bölümleri de onu baymayacaksa tabii) başka bi kitap önerilmez kesinlikle.

Kısaca: Okuyun şu kitabı bakın, pişman olmazsınız! :)

Son Not. Aslında çok daha fazla şey yazmak istiyorum bu kitap hakkında ama spoiler olmasın da keyfiniz kaçmasın diye tuttum kendimi.

Bu da böyle bi tavsiyem işte.

John Lennon's death and Paul McCartney's feelings about it

John Lennon was shot by Mark Chapman on 8 December 1980. Death itself is still a mystery and some argue that Mark Chapman was just the hit man. However, we will never have the chance to know the truth. Mark Chapman will always be known by the majority as the freak who had a twisted mind and shot John Lennon for his own reasons.
After John's unfortunate death Paul McCartney (his best friend and partner from The Beatles) said the following:



It may seem a bit ignorant and insensitive at the first glance. However, if you know much about them and their relationship you would know that there is more than that meets the eye. Paul seems to be denying the fact that his beloved friend is dead. He seems to be trying not to break down and most probably he is high as well while saying "Drag isn't it?".

I may sound too certain while writing all these but there are supportive records to my claim.
Here's an example of Macca's true feelings about the happening and his song "Here Today" which was written for John:



and this one is another piece which shows Macca's grieving (pay attention to his speech in the beginning):




and this one just the one that made me cry as Paul cries while singing... :(





After watching all these I'm pretty sure about McCartney's feelings.

John Lennon should have been alive right now. I love him so much! :(